haberkartali.net

Ahmet Nur Çebi: “Beşiktaş’ın içinde menfaat çeteleri var”

28 Kasım 2019 - 10:37
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 34. başkanı olan Ahmet Nur Çebi, Habervesaire.com sitesine açıklamalarda bulundu.

Vefalı Beşiktaş taraftarının da karakterine uygun olarak sahiplendiği bir “feda” sezonu var. Ancak geçen zamanda hem bu anlayışı hem de yönetimdeki bütünlük yitirilmiş görünüyor. Ne oldu, neler yaşandı?

Geçmişte yaşananları biz burada konuşamayacağız. Feda döneminin Beşiktaş’a çok faydası oldu ama bu dönemi artık feda olarak adlandıramayacağız. Bu dönem mücadele, yeniden yapılandırma, yanlış giden ve yaşadığımız her türlü durumu düzeltme zamanıdır. Yanlış olan şeyleri tecrübelerimize dayanarak düzeltmek bizim için ve Beşiktaş için büyük bir şans olacaktır.

Eski yönetimden Mesut Urgancılar ve Adnan Dalgakıran yeni yönetimde de görev alıyorlar. Demek ki bu isimlerle uyumlu çalışıyorsunuz. Ancak onlar istifa ettiğinde siz kulüpte kalmayı tercih etmiştiniz. Neden beklemeyi tercih ettiniz?

Onlara o tarihlerde de kulüpten ayrılmamaları gerektiğini söyledim. Bir süre de beni kırmayıp kaldılar ama sonra daha fazla dayanamayacaklarını, bu düzen içerisinde Beşiktaş’a katkı veremeyeceklerini söyleyip ayrıldılar. Benim vizyonum ve görevim onlara göre farklıydı. Kulübün mali sorunları içerisinde yüzdüğü bir dönemde mali sorunları çözen bir adamın gitmesi bana göre Beşiktaş’ı terk etmek demekti. Çok zorlanmama rağmen devam ettim. O dönem görevimi biraz da rahat yaptım çünkü hiç kimse mali konularla ilgilenmekten hoşlanmıyordu. Dolayısıyla bana çok karışan olmadı. Aslında herkes bu durumdan kaçtı. Herkesin kaçtığı bu zorluk benimde rahat çalışmama sebep oldu çünkü tek kaldım. Tek kalmak kötü ama yalnız olduğum için rahat ettim. Feda döneminden çıkınca kulüp biraz rahatladı. Ne zaman rahatladık o zaman herkes mali konularla ilgilenmeye başladı. Bu durumlar beni çok yıprattı. Ayrılmaya karar verdiğim ama halen daha devam eden takımın namağlup yürüdüğü bir dönemde bırakıp gidemezdim. Şenol Hoca’yı yalnız bırakmamak için Beşiktaş’tan ayrılmadım ama mecbur kaldım diyebiliriz.

Güneş’in kulüpten ayrılması tekrar görev almanız için bir kırmızı çizgi miydi? Ya da Ahmet Nur Çebi o dönemde başkan olsaydı Güneş’le devamı sağlar mıydı?

Şenol Hoca benden sonra ayrıldı çünkü onların profesyonel bir sözleşmesi vardı. Benim ayrılmamın arkasındaki neden Fikret Orman’ın bana danışmadan, benim fikrimi almadan seçim kararı almasıydı. Bunların ikisi birbirinden çok ayrı şeyler. Şenol Hoca disiplinli ve çalışkan biridir. Kulübe çok katkı verdi. Kendisine ben de çok destek oldum, zor zamanlarında yanında oldum. Bu sebeple zaten bırakıp gidemedim. Hocanın yalnız kalmasını istememiştim ama maalesef Fikret Bey seçim kararı alınca her ne kadar teklif etse de bana devam etme gereksinimi duymadım.

2018’de istifa ederken “kulübün kötü yönetildiğini” dile getirdiniz. Neden kötü yönetiliyordu?

Ben istifa etmedim. 2018 senesinde istifa etmeye karar vermiştim ancak takımın Avrupa kupalarında namağlup yürümesi ve Şenol Hoca ile olan iş birliklerimiz sebebiyle Beşiktaş’ı bıraktığım anda takıma zarar vereceğini bildiğim için sezonun sonunu bekledim. Mayısta sezon bittikten sonra bırakmak istediğimi Fikret Bey’le paylaştım. Fair play ile ilgili olarak temiz kağıtları denilen bir şey vardır yani borçsuzluk yasası almak. Onları alıp gitmek istedim ama Fikret Bey benim istifa etmeme zaman bırakmadan erken seçim kararı aldı.

Saçma transferler yüzünden 150 M€ gitti

Kulüpte kurumsallık yok. Kimin ne yaptığı belli değil. Herkes egosunu tatmin etmek için hareket ediyor. Transferlerde de bir bütçeye herhangi bir futbolcunun başarısına, sadakatine sağdık kalmadan, gelişigüzel menajerlerle yapılan transferler… Bütçe 45-50 milyon Euro iken biz şampiyon olduğumuzda 90 Euro ya çıkınca patlamıştı. Bu nedenle ben gidişatı doğru görmedim. Kurumsallık yok, bir futbolcunun niye alındığının sebebi ve gerekçesi yok. Futbolculara verilen paranın hak etmemesini düşünmem. Şu an yaşadığımız sorunlardan biri son iki sene içerisinde saçma sapan yapılan transferler. Bu transferler yüzünden 150 milyon Euro gitti. 150 milyon Euro bugün 1 milyar TL. Bugünkü borcun üçte biri neredeyse.

Kurumsallaşmaya dikkat çekiyorsunuz. Beşiktaş’ın kurumsallaşması karşısındaki engeller nelerdi?

Beşiktaş’ın içinden ayrılmayan menfaat çeteleri. Bunlar yıllar yılı var. Bu kişiler genel kurullarda var. Genel kurullarda hakimiyet sağlıyorlar ve bu hakimiyetle başkan ve yönetimi etki altına alarak bir türlü kulüpten uzaklaşmıyorlar. Ve her biri kulübe yakınlarını üye yapıyor. Böyle bir etki alanı yaratıyorlar. Dolayısı ile kurumsallaşma olduğu zaman bu kişiler yer bulamaz. Sadece kendi şahsi menfaatlerini güderek kulüpte varlıklarını sürdürüyorlar. Bunların da faaliyet gösterdiği bir yerde profesyoneller kayboluyor.

Peki şu andaki Beşiktaş’ın  karşı karşıya olduğu tablo nedir? İlk neşteri nerelere vuracaksınız?

İlk neşter diye bir şey maalesef kalmamış. Hepsini aynı anda yapmak zorundayız. Mali anlamda aşırı israf var, personel gideri var, çalışmayanlara ödenen paralar var, az çalışana çok ödenen paralar var, hak etmeyenlere verilen ücretler var. Önce israfı önleyeceğiz. İlk neşter bu. İkincisi ise tüm faaliyetlerin gelir ve giderlerini kapattığı hatta kar ettiği bir düzene geçmek zorundayız. Bunu amatörleri de inceleyerek yapacağız. Basketbolun gideri 5 milyon geliri 2 milyon. Voleybolun gideri 2 milyon geliri 1 milyon.

Bu düzeni değiştirmek için ne yapılmalı?

Bütün yöneticilerin gelir ve giderden sorumlu olmaları, geliri olmayan gideri harcamamaları ve popülist davranış. Uçaklarda futbolcu getirip fotoğraf çektirmek sonrasında bunları gazeteye basmak. Bu mantıktan, bu mantaliteden uzaklaşmak gerekiyor. Bu mantıkta olanlar bu mevkilere gelmeyecekler. Geldikleri takdirde de sürdükleri sefanın karşılığında kulübe uğrattıkları zararı ceplerinden karşılayacaklar. Ne kadar köfte o kadar ekmek. Yiyorsan hesabı ödeyip gideceksin.

Nasıl bir Beşiktaş hayal ediyorsunuz?

Geliriyle giderini karşılayan, icra memurunun kapıdan girmediği, futbolcusunun ve çalışanlarının maaşlarını aldığı, statlarına ve tesislerine bakabilen, üç beş kuruş arttırıp tesisleşebilen, alt yapıdaki genç çocuklara eğilen bir Beşiktaş istiyorum. Basit, kompak bir aile yani. Kimsenin tanımadığı bambaşka bir Beşiktaş istiyorum.

Haber Kaynağı: habervesaire.com

Yorum Yap

Bir Cevap Yazın

Copyright 2019 HaberKartalı. Tüm hakları saklıdır. Fivi Yazılım
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi için tıklayın.