Beşiktaş Dergisi’nin Aralık ayı sayısına konuşan Gordon Schildenfeld, Beşiktaş’a transfer olma süreciyle ilgili şunları söyledi: “Dinamo Zagreb’de üç defa şampiyon olduk ve üç defa Federasyon Kupası’nı aldık. Beşiktaş scout ekibi gelip bizi izledi ve beni sordular. Fakat Dinamo beni bırakmak istemeyip Dino Drpic’i önerdi. Beşiktaş Drpic’e sıcak bakmadı, çünkü kendisi delidir. Bir maçta protestoya maruz kaldıktan sonra kendi taraftarına poposunu göstermişti. Beşiktaş ikinci defa Dinamo’nun kapısını çalınca, beni satmak zorunda kaldılar.”
“Beşiktaş çok ayrı bir şeydi. Beşiktaş biz Hırvatları bir şekilde çekiyor; Slaven Bilic, Vida, Mrmic, Runje… Ben Beşiktaş’ı çok sevdim, çok araştırdım. Gordon Milne’den sonra ikinci Beşiktaşlı Gordon diye hatırlanmak isterdim.”
“İnönü’de ilk maçımı karlı bir günde oynamıştım. O günü çok net hatırlıyorum. Çünkü şok olmuştum. Taraftarın ateşli olduğunu ve Beşiktaş’ı bu yüzden çok seveceğimi biliyordum. Ama maç öncesi seremonide, o soğukta bir çocuğun yanımdan hızlıca koşup tribünlere üçlü çektirdiğini görünce, ‘Buranın çocuklarından bile korkulur’ dedim.”
“Herkes gibi Türkiye’nin yemeklerine düşkündüm. Karaköy’de çok sevdiğim bir seyyar satıcı vardı. Yemekleri gerçekten bir harikaydı. Cisse ve Delgado ile sıraya girmiştik, insanlar bize bakıyordu. ‘Acaba bunlar gerçekten Beşiktaş’ın futbolcuları mı’ diye düşünüyorlardı. Arada bir yeni takımlarım ile Antalya’ya kampa gittiğimizde Türkiye ile hasret gidermek için fırsatım oldu. Hatta bir keresinde, otelin aşçısı, güvenlikçisi, temizlikçisi Beşiktaşlı çıkmıştı. Beni her gördüklerinde ‘Siyah!’ diyor, fotoğraf çetiriyorlardı. Herkes beni tanıdığı ve sevdiği için takım arkadaşlarım bana “Muhtar” lakabı taktı. Beşiktaş ailesi böyle bir şey işte…”
“Eskiden canlı verildiği zaman Beşiktaş’ın maçları izliyordum. Artık Kıbrıs’ta her hafta izleme fırsatım var. Bazen sırf Beşiktaşlılar ile izlemek için KKTC’ye gidiyorum. Bunun dışında telefon uygulamalarından da takip ediyorum. Şimdilerde Beşiktaş’ın zor zamanlardan geçtiğini biliyorum. O yüzden taraftarlara bir Hırvat atasözünü atfetmek isterim; ‘Zor anlarda kahramanlar doğar’. Hepiniz bu kulüp için birer kahramansınız.”
Bir Cevap Yazın